Kısırlığa neden olan durumlar erkekte ve kadında eşit olarak saptanmaktadır bu nedenle kısırlık durumunda kadın ve erkeğin birlikte değerlendirilerek sebebin araştırılması gerekir. Kadınlarda kısırlık nedenleri:
Endometriozis:
Endometriozis hastalığı özellikle gebe kalma güçlüğü yaşayan kadınlar arasında sık karşımıza çıkmaktadır. Endometriozis, rahim içini döşeyen hormona duyarlı dokunun, olması gereken yerden farklı yerleşimlerde ortaya çıkmasıdır. Öncelikle, bu hormona duyarlı dokunun en sık yerleşim yeri yumurtalıklar.
Endometriozis hastalığı, halk arasında çikolata kisti diye de bilinir. Kadının her ay düzenli adet olmasını sağlayan rahim içi zar dokusunun (endometrium, tüplerde, yumurtalıklarda ve/veya karın içi zarında yerleşmesiyle karakterize bir hastalıktır. Her adet döneminde bu rahim dışı bölgelerde kanamalar olabilir. Bunun sonucunda tüplerde, karın zarında yapışıklıklar, yumurtalıklarda kist oluşabilir. Adet görmeye devam eden bir kadında ilerleme eğiliminde olan bir hastalıktır. Endometriozise bağlı kanamalı durumlar tüplerde tıkanmaya, bozulmalara ve sıvı toplanmasına yol açarak, sperm ve yumurtanın buluşmasına engel olmaktadır. Endometriozis yumurtalık rezervini azaltma potansiyeline sahiptir.
Sancılı ve ağır kanamalı adet dönemlerine neden olur.
Endometriozis nasıl kısırlık (infertilite) yapmaktadır?
Endometriozis pek çok şekilde kısırık sebebi olabilir. Bu nedenler arasında en sık bilinenleri:
1. Tüplerde yumurtanın taşınmasında sorunların oluşması (Tubal hasar),
2. Yumurtlama fonksiyonun bozulması,
3. Döllenen embriyonun rahim içine yuvalanmasındaki bozukluklar gibi nedenler bulunmaktadır.
Kadınlarda görülen kısırlık nedenlerinin %15 – 20’si endometriozis nedeninden kaynaklanır
Myom
Kısırlık şikayeti olan kadınların %5- 10’ unda myom bulunur. İnfertil kadınların ise %2- 3’ ünde tek başlarına infertilite nedeni oldukları tahmin edilmektedir. Myomların kısırlık ile ilişkisi bulunduğu yere göre değişir.
Rahimin iç kısmında bulunan boşluğa, yani hamileliğin yerleşmiş olduğu bölgeye doğru (endometrial kavite) gelişim gösteren myomların, hamileliği sağlama olasılığını ciddi oranda azalttığı bildirilmiştir. Bunlara submüköz miyomlar denir. Bunun yanı sıra, rahim duvarının içerisinde gelişen içeriye veya dışarıya doğru herhangi bir uzanım göstermeyen miyomlar da vardır. Bu myomların ise, daha çok küçüklerinin hamile kalma üzerine herhangi bir etki etmediği, ancak 5 cm’den büyük olan myomların bu duruma etki gösterebileceği ifade edilmiştir.
Myomlar nasıl ve hangi mekanizmalar ile hamile olmaya engel olmaktadır?
- Myomlar rahim ağzının şeklinin bozulmasına sebep olarak, spermlerin buradan rahim içerisine geçmesini zorlaştırabilir.
- Tüplerin başlangıç kısmına yakın yerleşimli miyomlar, tüplerin tıkanmasına sebebiyet verebilirler.
- Submüköz miyomlar, rahim iç tabakasının kanlanmasına ve şekline zarar vererek hamileliğin buraya yerleşmesine engel olabilirler.
- Tüpler yumurtalık arasında bulunan anatomiyi bozarak, yumurtanın yakalanması ve tüp içerisinde ilerlemesini zorlaştırabilir.
- Myomların rahim içerisine doğru gelişmesi ve şekil itibari ile bozulmasına sebep olabilir. Bu sebepten dolayı spermlerin burada ilerlemesi, hamileliğin rahim içerisine yerleşmesi zorlaşabilir.
Endometrial polip
Kısırlık sorunu ile gelen kişilerin yaklaşık %10’unda rahim içinde polip görülmektedir.
Polipler rahim boşluğuna uzanan 1-2 mm den 3-4 cm boyutlara ulaşabilen, yuvarlak veya silindirik şekilde tek veya çok sayıda doku kitleleridir.
Oluşma nedeni bilinmemektedir ve çok nadiren kanserleşme gösterirler. Çıkarıldıktan sonra tekrar oluşabilirler. Adet dışı kanamalar, aşırı ve düzensiz kanamalar en sık belirtileridir.
Polipler hiçbir belirti vermeyebilir. Polipler çoğunlukla fundus olarak adlandırılan rahim boşluğunun üst bölümünde oluşurlar, rahim ağzı kanalı içerisinde de oluşabilir. Bunlar saplı veya geniş tabanlı olarak rahim duvarına tutunurlar.
Kadından kaynaklanan kısırlık sebepleri sayılırken genellikle endometrial poliplerden de bahsedilmektedir. Ancak endometrial polip ile kısırlık ve tekrarlayan düşükler arasında gerçekten bir ilişki olup olmadığı tartışmalı bir durumdur. Bu konudaki araştırmalar halen devam etmektedir. Fakat eğer döllenme sonucu oluşan embriyo, polip üzerine yerleşmişse normal bir gelişim göstermeyebilir. Bununla birlikte polipin normal endometrial alana yerleşmesi de gebeliğin sağlıklı bir şekilde devam etmesine engel olabilir.
Rahim ağzındaki bir polip ancak rahim ağzının içerisinden rahim içerisine doğru uzanan kanalda (servikal kanal) yer alırsa spermlerin rahim içerisine doğru geçişine engel olabilir ki bu pratikte pek rastlanan bir durum değildir.
Endometriyal polipler boyutlarına ve büyüklüklerine göre gebelik oluşumunu etkilemektedir. Ayrıca ara kanamasına benzer lekelenmeler ve vajinal akıntıya neden olabileceğinden kısırlık problemi olmayanlarda da çıkartılması ve özellikle ileri yaş kadınlarda çıkartılan polip parçasının mutlaka patolojiye gönderilmesi önemlidir.
Kadınlarda kısırlığa sebep olan en önemli faktörlerden birisi fallop tüplerinin tıkalı olmasıdır.
Tüpler (tubalar), rahim ile yumurtalıklar arasında bulunan ince kanallardır. Sperm rahimden geçerek tüplere gelir ve yumurtalıktan atılan yumurtayı tüplerde döller. Tüplerin kısmen veya tamamen tıkalı olması, fonksiyonunun bozuk olması sperm ile yumurtanın buluşmasını engelleyerek kısırlığa sebep olur (%35). Geçirilmiş cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar, tüberküloz (TBC), endometriozis veya karın ameliyatlarına bağlı yapışıklıklar tüplere zarar verebilir. Doğuştan tüplerin gelişmemesi de nadir görülen kısırlık sebeplerindendir.
Sigara içmek, gebe kalma potansiyelini ve gebeliği negatif etkilemektedir. Yaş ilerledikçe bu olumsuz etkiler katlanarak artmaktadır. Sigara içenlerde içmeyenlere oranla kısırlık daha yaygın olarak görülmekte, gebe kalma daha uzun bir zamanda gerçekleşmektedir
Sigara içmenin yumurtalıklar üzerinde zararlı etkisinin olduğunu, zararın derecesinin ise miktara ve sigara içme süresine bağlı olduğunu göstermektedir. Sigaranın içinde bulunan maddeler yumurtalıkta bulunan hücrelerin östrojen üretimine zarar vermekte ve yumurtada genetik anormalliklerin görülmesine neden olabilmektedir. Ayrıca sigara, yumurta sayısını ve üreme fonksiyonlarını azaltmakta, menopoza daha erken girilmesine de neden olmaktadır.
Sigaranın sadece kadın değil erkek fertilitesi üzerinde de ciddi olumsuz etkileri vardır. Sigara içen erkeklerde sperm sayısı düşmekte, hareket azalmakta, sperm şekil ve fonksiyon bozuklukları artmaktadır. Bunun gibi olumsuz etkiler sonucunda da infertilite (kısırlık) risk faktörü artmaktadır.
Çiftlerin her ikisinin de sigarayı bırakması fertilite ve sağlıklı gebelik için oldukça önemlidir.
Alkol tüketiminin fertiliteyi ne derece etkilediği hakkında farklı görüşler mevcut. Bugüne kadar bu konuda yapılan çalışmaların pek çoğu tutarsız sonuç vermiş. Böyle olmasını normal buluyorum çünkü alkol her insanı aynı şekilde etkilemez. Eğer bütün kadınların yaşları, kiloları, metabolizmaları, sağlıkları ve alkole reaksyonları aynı olsaydı belli bir miktar alkolün fertiliteyi ne derece etkilediği hakkında kesin bir sonuca ulaşabilirdik.
Alkolün de çok belirgin bir şekilde sperm üretimi ile alakalı olarak olumsuz etkilere sebebiyet verdiği de yapılan çalışmalar sonucunda kayıt altına alınmıştır.