Op. Dr. Parvana Seyidova - Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı

Üreme sistemimiz, yumurtalıklarımızdan salgılanan bazı hormonların kontrolünde hareket eder. Bahsi geçen hormonların etkisi ile yaklaşık 28 günde bir rahmimizin iç tabakasını oluşturan endometrium, kalınlaşır ve kan damarları açısından daha da zenginleşir. Bu kalınlaşmanın sebebi olası bir gebeliğe hazırlanmaktır. Eğer bir gebelik söz konusu olmazsa bir sonraki aya hazırlığını yapabilmek için bu dönem sonunda dökülür. Bu dökülme bizim adet olarak adlandırdığımız, bir miktar kanamaya sebep olur. 

Rahmimiz ve diğer hormonal değişkenlerimiz olağan dışı haller haricinde menapoz dönemine dek bu hazırlıktan vazgeçmezler. Adet döngüsü, adet kanamasının ilk günü başlayan ve bir sonraki adet kanamasının ilk gününe kadar devam eden süreyi kapsar. Her kadının adet döngüsü normal şartlarda 21-35 gün aralığındadır. Bu çizilen düzen dışında yaşanan durumlar; 35 günü geçen kanama durumu, ara kanamalar ya da aşırı kanamalar adet düzensizliği olarak tanımlanabilir.

Adet düzensizliğine sebep olabilecek bazı durumlar aşağıdaki gibidir:

  • Adenomyozis (endometirial dokunun kalınlaşması)
  • Yumurtlama eksikliği veya yumurtlamaya bağlı sorunlar
  • Miyom, polip veya kistler
  • Kullanılan hormonal ilaçlar
  • Östrojen hormonu kaynaklı veya diğer hormonal bozukluklar
  • Enfeksiyonel durumlar
  • Rahim ve overlerin habis kitleleri.

Yeni adet görülmeye başlanan ilk gençlik dönemlerinde ve menopoza yaklaşılan dönemlerde oluşan hormonal değişimler sırasında yaşanan adet düzensizlikleri normal olarak görülebilir. Ancak yine de biz kadınların senelik kontrollerini ihmal etmemesi ve döngülerinde yaşadıkları sorunları doğru gözlemlemesi önemlidir.

Adet düzensizliğinin belirtilerini ayırt edebilmemizi sağlayacak genel durumlar aşağıda yer almaktadır:

  • Bir adet döngüsünün (bir reglin başlangıcından, sonraki reglin başlangıcına kadar geçen süre) 21 günden kısa, 35 günden az olması
  • Reglin 2 günden az veya en fazla 7 günden fazla sürmesi
  • Şiddetli kanama
  • Ağrı, kramp, veya kusma
  • Sürekli yorgunluk
  • Baş dönmesi
  • Kansızlık
  • Sık adet görme veya uzun bir süre hiç görmeme 

Peki bu belirtilerin bir ya da birkaçını yaşıyorsak neler olacak?

Elbette öncelikle bir jinekoloji uzmanının kontrolüne başvuracağız. Doktorumuz gerekli tüm bilgileri sizden sözel olarak edindikten sonra jinekolojik muayenenizi gerçekleştirecektir.

Bu muayenede rahmimiz, yumurtalıklarımız ve diğer tüm çevre yapılar ultrason desteği ile detaylı incelenecektir. Muayene bulgularına göre tanı konusunda net olabilmek adına bizden bir takım kan tetkikleri ve radyolojik tetkikler isteyebilir. Ya da rahim içi dokusunda tespit edilen bir kalınlaşma veya bir kitle tespit etmesi durumunda bizden örnek alması gerekebilir.

Unutulmamalıdır ki adet düzensizliği genel olarak diğer hastalıkların bir bulgusu olarak ortaya çıkar. En önemli nokta bu bulguya sebep olan ana nedenin tespiti ve tedavisidir.

Doktorumuz, adet düzensizliğimizin hormonal bir problem sebebiyle oluştuğunuz tespit ederse hormon düzenleyici yardımcı ilaçlarla tedaviyi gerçekleştirebilir. Ancak tespit edilen farklı bir durum (polip/ diğer organik hastalıklar) söz konusu ise histereskopi yardımı ile detaylı rahim içi inceleme yapması ve şüpheli noktalara histereskopi ile müdahalesi gerekebilir. 

Bir diğer düzensizlik nedeni sahip olduğumuz myomlar olabilir. Rahim içinde bulunan ve genellikle iyi huylu olan, belirti vermeyen bu yapılar zaman zaman şiddetli kanamaya sebep olurlar. Burada doktorumuz, myomumuzun bulunduğu noktaya ve yarattığı probleme göre myoma cerrahi müdahalenin gerekli olup olmadığına karar verecektir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir