Op. Dr. Parvana Seyidova - Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı

Düşük kemik kütlesi, kemik mikro mimarisinin bozulması ve sonuçta kemik kırılganlığında artma ile kendini gösteren bir hastalıktır. Sağlıklı kemik yoğun ve güçlüdür ve büyük miktarda basınca dayanabilir. Ancak, osteoporoz geliştiğinde, kemikler incelir ve kırılgan bir hal alır ki bu kemiklerin kırılma olasılığını arttırır. Kemiğe direncini veren maddeler özellikler kalsiyumun kemikten uzaklaşması ile osteoporoz oluşur.

Osteoporoz kemiklerdeki erimeyi, daha doğru bir ifade ile de kemik doku yoğunluğundaki azalmayı tarif eder. Menopozla ilgili olarak en çok bilinen ve endişe edilen bir durumdur.

Osteoporoz kemiklerin “kütlece azalması” demektir; osteo (kemik) ile poroz (delikli) kelimelerinin birleşmesinden oluşur.

Halk arasında ise osteoporoz, kemik erimesi” olarak geçer.

Kemik kütlesi ve kemik kaybı yeterince uzun yaşayan herkes için osteoporoz kaçınılmaz bir süreçtir.  Bir insanın yaşamı boyunca edinebileceği en yüksek kemik kütlesine tepe kemik kütlesi adı verilir ve tepe kemik kütlesine 25-30 yaşlarda ulaşılır. Menopozda görülen osteoporoz, osteoporozun en sık görülen tipidir ve 50-75 yaş arası kadınlarda yumurtalıklardan artık hormon salgılanmasının bitmesi ile ortaya çıkar.

50 yaşın üzerinde her 8 kişiden 1′ inde osteoporoza bağlı omurga kırığı gelişmekte olup bu oran yaş ile birlikte artmaktadır. Kalça kırığı 70 yaşın üzerindeki her 3 kadından 1′ inde görülen önemli bir sağlık problemidir. Osteoporozdan etkilenen insanların %80’i kadınlardır.

Kırk yaş civarında kemik kütlesi yavaş yavaş azalmaya başlar. Bu kayıp menopozdan sonra kadınlarda östrojen hormonunun seviyesinin düşmesine bağlı olarak hızlanmaktadır.

Menopozdan sonraki ilk 5 yıl kemik kütlesinin en hızlı kaybedildiği zaman dilimidir. Bu dönemde kadınlar her yıl kemik kütlerinin %3’ünü kaybedebilirler. Hızlı kayıp döneminin sonlarında 60 yaş civarında osteoporozun ilk belirtileri; kamburlaşma, boy kısalması, yaygın sırt ağrıları ya da ufak bir zorlama sonucu oluşan kırıklar şeklinde ortaya çıkar.

Osteoporoz için risk faktörleri nelerdir? 

  1. Genetik faktörler, ailede birinci derecede akrabalarda özellikle annede osteoporoza bağlı kalça kırığı öyküsü olması önemli bir risk faktörüdür.
  2. Irk da değiştirilemeyen bir risk faktörüdür. En düşük kemik kütlesi beyaz ırkta görülür.
  3. Düşük vücut ağırlığı osteoporoz riskini arttırır. Yağ hücreleri östrojen üreterek kemikleri osteoporozdan korur.
  4. Sigara, osteoporoz riskini iki kat arttırır.
  5. Erken menopoz osteoporoz gelişmesinde önemli bir risk faktörüdür.
  6. Aşırı kahve tüketimi idrarda kalsiyum atılımını arttırır.
  7. Fiziksel aktivite:Uzun süre kısıtlı fiziksel aktivite gösterenlerde kemik kaybının azaldığı iyi bilinmektedir. Aynı şekilde erken yaşlardan itibaren spor yapanların kemik kütleleri yapmayanlara göre oldukça iyidir. Bu nedenle menopozda egzersizin önemi büyüktür.
  8. İlaç kullanımı: Bazı tıbbi zorunluluklar nedeni ile heparin, kortizon gibi ilaç kullanan kişilerde kemik erimesi daha çabuk ve erken olarak ortaya çıkabilmektedir.

Osteoporozdan Korunma Yöntemleri

  • Osteoporozdan korunmanın başlıca yöntemi; maksimum kemik kütlesine erişinceye kadar olan dönemde güçlü, sağlam kemik yapıyı oluşturmak ve sonraki yaşlarda kaybı engellemektir.
  • Yeterli ve güçlü kemik kütlesine sahip olursak ileri yaşlardaki kaybımızı daha az problem ile atlatabiliriz. Kemik kütlesi genetik faktörlere bağlı olarak değişebilirse de yaşam biçimimizi akıllıca düzenleyerek osteoporozu yavaşlatabilir ve hatta engelleyebiliriz.
  • Daha sonraki hayatınızdaki kaybı en aza indirebilmek için 35 yaşına kadar mümkün olduğunca en yüksek kemik kütlesine sahip olabilecek önlemleri almalısınız.
  • Aldığınız kalsiyum miktarını arttırın (Doğal besinlerle veya tabletlerle)
  • Sigara içmekten kaçının
  • Bol proteinli beslenin
  • Yaşam boyu aktif kalın ve egzersiz yapın
  • Alkol ve kafein tüketimini azaltın
  • Kalsiyum ve D vitamini yönünden yeterli beslenme. Güneş ışınlarından yeterince yararlanın.

Tedavi

İlaç tedavisinde kemik yıkımını azaltanlar (kalsiyum, bifosfonatlar, raloksifen, kalsitonin ve hormon replasman) ve kemik yapını arttıran (Flor, Paratiroid hormon, D vitamini) olmak üzere çeşitli ilaçlar kullanılır.
Tedavide beslenme, egzersiz, yeterli güneş ışını alma, yaşam şeklinin düzenlemesi de önemlidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir